Detaylar yorumda
Ben Hatice, henüz 2 yıllık evliyim, eşim otobüs şoförü, çoğu gece yalnız kalıyorum evde, kayınvalidem biz evlenmeden önce vefat etmiş kayınbabam yalnız yaşıyor, eşim bana istersen babamı çağıralım biraz bizde kalsın hem ben uzun yola gidince sende yalnız kalmamış olursun dedi. Bende olur dedim, çünkü kayınbabam gayet bakımlı temiz bir adamdı. Eşim babasını aradı, baba ben yine uzun yola gideceğim sende gel haticenin yanında kal biraz yalnız kalmasın dedi, babası hemen ertesi gün geld
Çok iyi ve samimi davranıyordu bana. O akşam eşim uzun yola gitmek için hazırlandı gece olunca çıktı evden. Bende yorulmuştum kayinbabama odasına yatagini hazırladığımı bende erken yatacağımı söylediğimde beni öyle bir süzdü ki içim bir tuhaf oldu, neden bilmiyorum ama birden heycanlandım. Sonra gittim yattım, ertesi gün kayınbabam hiç evden çıkmadı, kahvaltı yaptık, ben ev işi yemek çay derken akşam oldu, ama kayınbabamın gözü hep üstündeydi sanki, yada ben öyle zannediyordum
Gece ben yine erken yatacağımı söyledim odama geçtim yattım. Bir süre sonra odamın kapısı açıldı, ama ben duymamış gibi yaptım, benim uyuduğumu zannediyordu elini benim....Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz.
O gece Hatice yatağa uzandığında yorgunluktan gözleri kapanmak üzereydi. Eşinin gidişiyle evin içinde bir sessizlik vardı ama bu kez yalnız değildi; kayınbabası misafirdi. İçinde hafif bir tedirginlik, belki de alışılmadık bir durumun verdiği gerginlik vardı. Uykusu hafifti. Bir anda kapının kolu sessizce döndü. Yüreği hızla çarpmaya başladı. “Acaba yanlış mı duydum?” diye düşündü. Kapı aralandı. Işığın ince bir çizgisi odaya süzüldü. Hatice’nin kalbi ağzına geldi, nefesini tuttu. Ama içeri giren, kayınbabası değil… eşiydi. Beklenmedik Dönüş Hatice yatağından doğruldu, gözlerine inanamadı.
Sen… sen erken mi döndün?” dedi şaşkınlıkla. Eşi gülümsedi, “Yolu yarıda bıraktım, içime sinmedi seni yalnız bırakmak,” dedi. Yorgun ama huzurlu bir ifadeyle yanına geldi. Hatice’nin yüzündeki şaşkınlık yavaş yavaş yerini sevinç ve rahatlamaya bıraktı. “Ben de… sen gidince çok huzursuz olmuştum,” diye fısıldadı Hatice. “Biliyorum,” dedi eşi, “babamla konuştum, o da merak etmiş seni. Sabah erken kalkıp köye gidecekmiş zaten.” Hatice’nin gözleri doldu. O an, içinde bir sıcaklık hissetti. Eşinin onu düşündüğünü, yalnız kalmasın diye babasını çağırdığını, sonra da içinin el vermeyip geri döndüğünü anlamıştı. Güvenin Sessiz Gücü Sabah olduğunda, güneş perdelerin arasından odaya süzülüyordu. Kayınbabası mutfakta çay demliyordu, Hatice de sessizce kahvaltı hazırladı. Eşi, masaya otururken gülümsedi: “Baba, senin sayende Hatice yalnız kalmadı, ama ben de dayanamadım, erken döndüm.” Kayınbaba tebessüm etti, “Ne güzel işte, gençsiniz, birbirinize alışkınsınız,” dedi. O an Hatice’nin içinde bir huzur yayıldı. Kısa süreli bir korku, yanlış anlaşılabilecek bir anı, yerini güvene, sevgiye bırakmıştı. O sabah kahvaltı masasında üç kişi de sessizce gülümsüyordu. Son O günden sonra Hatice, yalnız kalmaktan korkmadı. Çünkü biliyordu ki sevgi, mesafeleri aşan bir bağdı. Eşi ne kadar uzaklara gitse de, kalpleri hep yan yanaydı. Ve bazen, bir kapı aralanışı bile insanın içinde büyük bir güven duygusunu yeniden uyandırabiliyordu.